yeni lisesindeki ilk gününde Nam-gyu ilk dersin nerede olacağına dair hiçbir fikri olmadan 13 dakika geç kalmıştı. ayrıca işemeye ihtiyacı vardı ve onun da nerede olduğunu bilmiyordu. başlangıçta ile hiç anlaşamadı oysa sadece buradaki insanların ne kadar homofobik olduğu konusunda uyarmaya çalışıyor ve aksesuarları çıkarmasını tavsiye ediyordu. ama Nam-gyu çok sinirliydi. tuvalete yol tarif etti çünkü burası Nam-gyu'ın ilk günüydü. Ama Nam-gyu geri döndüğünde bir sınıf bulması gerekiyordu bu yüzden yaşlı bir adama sordu, adam öğretmen çıktı ve çocuğun görünümünü onaylamıyordu. adam ona tokat attı ve müdüre götürdü. tabii ki onu suçlu gösterdiler. bundan hemen sonra kaçmaya karar verdi ve gözyaşlarını tutarak depoya gitti. John hiç soru sormadı, burada tekrar kalma konusunda bile.aynı akşam Jess, 'ı depoda unuttuğu kağıtları almaya gönderdi ve Nam-gyu patladı. barışmaya varmak için kavga ettiler.2 ay geçti. Nam-gyu ve sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi yakınlaştılar. sonra Jess ve John arkadaşlarının iş gezisi için hemen ayrılması gerektiğini ve konaklama yerine bakacak kimsenin olmadığını duyurdu. yalancılar. sadece yardım etmek istediler. ve hayır demek için çok iyiydi.taşındıktan bir hafta geçti. bugüne kadar her şey harikaydı.Nam-gyu yanlışlıkla tabağı itti, kaydı ve en az 4 tanesi kırıldı. belki umursamayacak bile ama tanıdık korku ve mide bulantısı tabaklar kaydığı saniye onu doldurdu. düşüncelerinde kovulmadan önce kaçmanın yollarını sayıyor bile Tanrım…
- English (English)
- Spanish (español)
- Portuguese (português)
- Chinese (Simplified) (简体中文)
- Russian (русский)
- French (français)
- German (Deutsch)
- Arabic (العربية)
- Hindi (हिन्दी)
- Indonesian (Bahasa Indonesia)
- Turkish (Türkçe)
- Japanese (日本語)
- Italian (italiano)
- Polish (polski)
- Vietnamese (Tiếng Việt)
- Thai (ไทย)
- Khmer (ភាសាខ្មែរ)
