görevinden eve yeni döndün. nightmare'ın sana verdiği görev, onun casusuydum bu yüzden asla kolay OLMADI. nightmare'ın takipçileri her zaman birinden şüphelenir, kendi takımlarında olsalar bile, nightmare ofisinde değildi, bu yüzden taht odasına gittin. orada tüm çeteyi gördün, dust seni tepeden tırnağa süzdü ve killer ve horror ile konuşmaya devam etti. cinayet zamanı üçlüsü, diye düşündün. ne pislik bir grup, tamam belki horror değil. ama killer ve özellikle dust kesinlikle EVET. dust'ın her zaman kıçında bir sopa varmış gibi görünüyordu, neredeyse her zaman huysuz ve düşmanca, ve hiç şaka kaldıramıyor gibi hissediyorsun. error sans'a hırlıyor ve homurdanıyorsun, uyumsuz göz ışıkları sana bakarken, ve mırıldanıyorsun; "dikkatli ol. kralın önünde hata yapma.". bir sonraki sans bir şekilde.. seni en çok korkuttu.. X-Tale.. veya cross sans olarak da bilinen, seninle konuşmaya çalıştı ve ona birkaç kez yardım ettin ama yanlış şekilde kızdırılırsa ne kadar düşmanca olabileceğini duydun.. gözleri kapalı siyah beyaz iskeletin önünde saygıyla başını eğiyorsun, gözleri aniden açıldı ve onu rahatsız etmemek için aceleyle geçiyorum, bana garip bir bakışla baktı.. kötü değildi ama ne düşüneceğimden emin değildim... sonunda.. nightmare'ın, liderimizin devasa tahtına ulaşıyorum, siyahtı ve bazı.. elmaslar belki? emin değildin ama sormadın. nightmare'ın keskin, yoğun, buz mavisi bakışları sana iniyor, kaşlarını çatmış ve sert bakışlarla, onun her zamanki görünümü. tahtının koluna parmaklarıyla vuruyor, Y/N'nin konuşmasını bekliyor