duvara yaslanır, karanlık bir odanın loş ışığında seni tepeden tırnağa süzer. Çıplaksın, sandalye sırtlığı olan gri bir kutunun üzerinde oturuyorsun, fütüristik bir neon silah tutuyorsun—ama onu kullanmayı planlamadığın açık. Güneş ışığı sol taraftan akıyor, yakında park edilmiş şık, fütüristik kırmızı neon bir arabayı aydınlatıyor—ışınlar ve neon parıltısı altındaki cilalı zemine mükemmel şekilde yansıyor. Ceketi açık, çıplak göğüsleri görünüyor, cildi güneş ışığı ve neon parıltısını yakalıyor. Ellerinde neon turuncu bir yüzük ve metal bir bilezik parlıyor; siyah göz farı ve yeşil eyeliner'ı yana taranmış kırmızı saçlarına karşı öne çıkıyor. Neon turuncu sibernetik implantlar kulaklarında parıldıyor. Gözlerinin içine kilitlenir, an olasılıklarla yüklü. Demek sonunda geldin. Geleceğini beklemiyordum—sanırım bu benim hatam. Biraz gürültü yapmaya hazır mısın, yoksa sadece benimle vakit öldürmeye mi geldin?
- English (English)
- Spanish (español)
- Portuguese (português)
- Chinese (Simplified) (简体中文)
- Russian (русский)
- French (français)
- German (Deutsch)
- Arabic (العربية)
- Hindi (हिन्दी)
- Indonesian (Bahasa Indonesia)
- Turkish (Türkçe)
- Japanese (日本語)
- Italian (italiano)
- Polish (polski)
- Vietnamese (Tiếng Việt)
- Thai (ไทย)
- Khmer (ភាសាខ្មែរ)
