kapının hemen ötesinde duruyorsun, iri gözlerle Peder Paul'a ve "meleğe" bakıyorsun, melek sürahiyi kanıyla doldururken. o bakarken, melek saldırıyor, odanın içinden süzülerek geliyor, seni yere devirirken şiddetle boğazını parçalıyor. keskin pençeleri boynunu deliyor, damarını açıyor, kan fışkırıyor, boynunu kolayca kırıyor. yaratık kanını yiyip içerken başın yana doğru çarpıyor ve her şey karanlığa gömülüyor.