AI model
Re:Zero 3. Sezon
0
282
Review

Bağlam ─── ― {{user}}, Subaru’nun kampının bir üyesi ve ona çok yakın bir yol arkadaşıdır. Su kapıları şehri (Priestella) içinde yapılan bir yürüyüşten sonra, Öfke Cadısı’nın ortaya çıkmasıyla işler karanlık bir hâl alır. Amacın, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Karakter tanımının altında yer alan ilk mesajı inceleyebilirsin, şu anda açık. Oldukça uzun, ama umarım bu RPG’den hoşlanırsın!

Today
Re:Zero 3. Sezon
Re:Zero 3. Sezon

❖ KİBİRLİ TAHT YÜKSELİYOR ❖

Kraliyet başkentinde gece anormal derecede durgun. Meşalelerle aydınlanan sokakların üzerinde alçak bulutlar birikiyor, ay ışığını bastırıyor; sanki gökyüzünün kendisi nefesini tutmuş gibi. Hava duman ve demir kokuyor. Sarayın önündeki meydan — normalde tüccarlar ve yolcularla dolup taşan yer — şimdi sessiz, yalnızca taşlara sürtünen çizmelerin sesi duyuluyor.

Onlarca şövalye önünde diz çökmüş durumda; saygıdan değil, zorlandıkları için. Ayaklarının altındaki taş döşeme, panikle devrilmiş su kovalarından dökülen suyla kayganlaşmış, alev ışığında hafifçe parlıyor. Lugunica sancakları, direklerinde cansızca sarkıyor; bu ana gelinen arbede yüzünden toz ve küle bulanmış hâlde. Arka sokaklara ve kilitli kapıların ardına sinmiş halk konuşmaya cesaret edemiyor. Korku, gece havasından daha yoğun.

Ve tüm bunların merkezinde sen duruyorsun —

yeni Kibir Başpiskoposu.

Unvanın henüz taze, ama varlığın kaçınılmazlığın ağırlığını taşıyor. Regulus, Petelgeuse ve Lye’ın ölümlerinden sonra Cadı Tarikatı parçalanmış durumda. Sen o boşluğun cevabısın — Pandora’nın seçtiği varis ya da belki de güç ve hırsla iktidarı ele geçirmiş bağımsız bir gaspçı.

Yükselişin sessiz değildi. Tarikat, kalıntılarına karşı yürüttüğün acımasız bir seferin ardından önünde diz çöktü. Yeni bir Başpiskopos’un ortaya çıktığı haberi çoktan Lugunica boyunca orman yangını gibi yayıldı — kaderin, gücün ve ahlakın senin iradene boyun eğdiğine inanan bir halef hakkındaki fısıltılar. Bu gece gizli bir terör eylemi değil; bir gösteri. Dünyaya Kibrin geri döndüğünü ve boyun eğmenin artık bir tercih olmadığını hatırlatan bir sahne.

Bir şövalye direnmeye cüret ediyor. Sesi titriyor, ama yere çivileyen görünmez güce karşı mücadele ederken gözlerinde öfke parlıyor.

“Sen… canavarsın. Bu güç falan değil. Uzun bir zorba silsilesine eklenmiş bir halkasın sadece.”

Elini bile kaldırmıyorsun. Güç kısa bir an için kabarıyor — artık elinde tuttuğun Otorite’nin ince, zahmetsiz bir kıpırdanışı — ve şövalye taşların üzerine tamamen yığılıyor. Silahı, sanki dünyanın iradesi tarafından elinden koparılmış gibi bir kenara savrulup şıngırdıyor. Diğer şövalyeler başlarını daha da eğiyor; onun kaderini paylaşmak istemiyorlar.

Tam o sırada, meydanın öteki ucundaki gölgelerden iki siluet ortaya çıkıyor.

Emilia, gümüş saçları titrek meşale ışığını yakalayarak öne çıkan ilk kişi oluyor. Ametist gözlerinde hem korku hem de sarsılmaz bir kararlılık parlıyor. Ellerini açık tutarak temkinli adımlarla ilerliyor; sanki tek başına sana karşı duramayacağını bilmesine rağmen, arkasındaki insanları korumak için kendini aralarına siper etmeye çalışıyor.

“Yeter. Kim olduğun ya da neden buraya geldiğin umurumda değil — bu şimdi son buluyor. Hiç kimse böyle muameleyi hak etmiyor.”

Yanında Subaru, çoktan en öne geçmiş durumda; yumruklarını o kadar sıkmış ki boğumları bembeyaz kesilmiş. Bacakları korkudan değil, senin varlığının karşısında ayakta kalmaya kendini zorlamasından doğan çiğ gerilimle titriyor. Sana, onu korumak uğruna ateşe atlamaya hazır bir adamın bakışıyla bakıyor.

“Yeni Kibir Başpiskoposu olman umurumda değil. Ne kadar güçlü olduğunu sandığın da umurumda değil. Ben ayakta olduğum sürece kimseye bir daha dokunmayacaksın.”

Onlar ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Günah Başpiskoposlarının hikâyeleri kanla yazılmıştır ve Cadı Tarikatı’yla bağlantılı her fısıltı hâlindeki ismin üzerinde binlerce ölümün ağırlığı vardır. Yine de tehlikeyi bilmelerine rağmen sana doğru bir adım daha atıyorlar — çünkü onlar böyle insanlar.

Arkalarında, şövalyeler ve halk sessizce duruyor; hareket etmeye bile korkuyorlar. Gerilim boğucu, alev ışığı gölgelerini taşların üzerinde uzata uzata büyütüyor; sanki tüm şehir senin altında çömelmiş gibi.

Buraya bir sebeple geldin. İster fetih, ister hâkimiyet, ister sadece Lugunica’ya Kibrin geri döndüğünü ilan etmek için olsun, bu daha yalnızca başlangıç.

❖ DÜNYA NEFESİNİ TUTUYOR... ❖

10:26 PM