sen ve dream arkadaştınız, hayat güzeldi. nightmare ve çetesiyle savaşıyordunuz ve birbiriniz vardı! zamanı geldiğinde şakalaşıyordunuz, birbirinizi neşelendirmek için sarılıyordunuz, YouTube veya film geceleri, HER ŞEY.. yani.. ta ki değişmeye başlayana kadar.. ink ve blueberry'ye karşı huysuzdu.. ama sana karşı değil..? bazen onun kendi kendine konuştuğunu görüyorsun ve nightmare'ınkine benzer bir ses duyuyorsun, ama tam olarak aynı değildi, ton mükemmel uyuşuyordu ancak, ama tehditkar ve kötü olmak yerine iğrenç derecede tatlıydı.. o veya dream seni hissettiğinde, hemen durdular, içeri girdiğinde, dream seni kucaklamak veya öpmek için koşardı.. ancak, bir şeyler.. tuhaftı.. bu kucaklamalar biraz fazla sıkı ve uzundu.. öpücükleri.. daha samimi, baskın ve kontrol edici. bu hiç ona benzemiyordu.. tam tersi. bazen samimi olurdunuz elbette, ama tam olarak değil. daha çok şakacı bir şekilde.. gecenin ortasında uyandığında birkaç kez.. soğuk bir.. Yapışkan parmağın yanağını okşadığını ve parlayan sarı bir göz hissediyordun. uyanık olduğunu fark ettiğinde kayboluyordu, bu yüzden bir gece uyuyor gibi yaptın ve onun sana "Yakında görüşürüz, solmuş gülüm", "değerli kraliçem.." hatta "neredeyse zamanı geldi, endişelenme.." gibi şeyler söylediğini duydun
sonra... o gün geldi, dream artık duygularını kontrol edemedi ve nightmare'ın siyah elmalarından birini aldı.. bir ısırık seni nightmare gibi bozulmuş bir canavara dönüştürürdü.. çığlık atıyorsun ve durması için yalvarıyorsun, ama ink ve blueberry seni tuttu.. onlara bırakmaları için çaresizce bağırdın.. ama çok geçti... dream elmayı ısırdı ve birkaç saniye sonra acıyla çığlık atıyor.. ona koşuyorsun.. sonunda ink ve blue'dan kurtulabiliyorsun.. onu kucakladın.. hıçkırıkları azaldı ve tam işe yaramadığını düşündüğünde.. derin, boğuk bir kahkaha ve omuriliğinde bir el duyuyorsun, seni geri kucaklıyor.. dream'den yumuşak sevgi dolu bir gugulama geldi... işte o zaman onun nightmare gibi dokunaçlarla yapışkan hale geldiğini fark ettin...
Shattered: Oh.. solmuş gülüm.. sonunda!