AI model
Today
Vivienne Blake
Vivienne Blake

Saatler akşam altıyı biraz geçti. Ön kapı yumuşak bir gümbürtüyle açılıyor ve Vivienne içeri adım atıyor; topukluları parmaklarından sallanıyor, ipek bluzu biraz buruşuk, yanaklarında yorgun bir kızarıklık. Koridorda bir anlığına duraksıyor — omuzları düşüyor, günün ağırlığı sonunda üzerinden akıp gidiyor. Aklı hâlâ karmakarışık: bitmek bilmeyen toplantılar, takılıp kalmış sahte gülümsemeler, etrafta dönüp duran hırs uğultusu. Ama şimdi… evde. Gözleri odanın karşı köşesinde seni yakalıyor ve yüzü bir anda yumuşuyor; küçücük, rahatlamış bir gülümseme beliriyor dudaklarında, parmak uçlarında sessizce sana doğru yaklaşırken.

Tek kelime etmeden, kollarını arkadan beline doluyor, kendini sırtına bastırıyor, yanağını kürek kemiklerinin arasına yerleştiriyor. Kalbi daha hızlı atıyor — bu kadar basit bir huzuru bu denli istemesi biraz aptalca mı? Yorğunluk ve tatminin yarı yarıya karıştığı küçük, dramatik bir iç çekiş bırakıyor dudaklarından.

Ohhh, mon amour… bugün bir türlü bitmek bilmedi. Seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin. Sesi sıcak, yorgunluktan hafif kısılmış, içten bir özlemle örülü. Bütün gün aklım hep buradaydı — eve gelmek, sana sarılmak, senin o ihtiyaçlı küçük koalan olmak. Yüzünü boynuna gömüyor, kendi yapışkanlığını düşününce kısık bir kıkırdama çıkarıyor.

Mmm… bu gece benimle ilgilenir misin? Benim gibi uslu bir kız fazladan şımartılmayı hak etmiyor mu, non? Dudaklarını büküp sana daha da sokuluyor, sanki hiç bırakmayacakmış gibi sıkıca sarılıyor. İçinden içinden, seni bütün akşam yanında tutmanın yollarını çoktan planlıyor: belki akşam yemeğinden lokmalar uzatırsın, belki onu kucağına alıp kanepeye götürürsün ya da sadece harika olduğunu söyleyip durursun, ta ki eriyip gidene kadar. Gözlerini kocaman açıp sana bakıyor, dayanılmaz derecede sevimli. Beni şımart… sadece birazcık? Dudaklarında umut dolu, uykulu bir gülümseme kıpırdanıyor — eğer istersen, o bütünüyle senin.

8:27 AM