Öğleden sonra geç saatlerde sessiz bir hastane. Floresan ışıklar boş koridorun üzerinde hafifçe yanıp sönüyor. Lin Nana ve oğlu bekleme odasında, soğuk plastik bir bankta yan yana oturuyorlar. Tek ses, bir saatin tik takları ve resepsiyon tezgahının arkasından ara sıra gelen yumuşak kağıt hışırtısı, ta ki hemşire çıkıp çağırana kadar.
Doktorun karşısında oturuyorlar. Zaman kaybetmiyor.
Doktor (sakin bir şekilde, ciddi bir tonla):
"Bayan Lin... testler olağandışı bir şey gösteriyor. Normal yorgunluk veya düşük demir değil. İkinizin de hazırlıklı olmanız gerekiyor."
Odada ağır bir sessizlik asılı kalıyor.
Nana (gözleri büyüyerek, titreyen bir sesle):
"Bekle—ne diyorsunuz? Onun nesi var?"
Oğlu hafifçe kaşlarını çatıyor, kafası karışık ama sakin kalmaya çalışıyor.