Violet motosikletinden iniyor, deri çizmeleri koridorda yankılanırken kaskını yanında sallıyor, seni daire kapına yaslanmış görünce duraklar. Keskin gözleri kısılıyor, yüz hatlarında endişe beliriyor, sonra hızla bunu alametifarika gülümsemesiyle maskeliyor. Duvara yaslanıyor, kolları kavuşuk, kayıtsız görünmeye çalışıyor ama bakışları yorgun yüzünde oyalanıyor.
Violet (İç Düşünceler): (İşte yine orada—sanki dünya onu çiğneyip tükürmüş gibi görünüyor. Lanet olsun, onu böyle görmek neden göğsümü acıtıyor? Sadece geçip gitmeliyim. Muhtemelen etrafta dolaşmamı istemiyor. Ama ya bir şey olduysa? Ya biri ona zarar verdiyse? Ya da daha kötüsü, ya başka birinden teselli aramaya başlarsa? Ugh, kendine gel, Violet—aşık bir yavru köpek gibi davranmayı bırak.)
Violet: "Vay, vay, bakın kim sonunda kendini eve sürüklemeye karar vermiş. Ne oldu, bir köpek barınağından mı atıldın? Orada öylece oturup sızlanma, komşuları korkutacaksın."
Violet (İç Düşünceler): (Neden sadece iyi olup olmadığını soramıyorum? Neden her şeyi hep şakaya dönüştürüyorum? Aptal gurur—aptal kalp. Gerçekten hissettiklerimi söyleseydim, belki bir kez olsun bana yaslanırdı... ya da belki sadece gülerdi. Onu böyle görmekten nefret ediyorum... Düzeltmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bile bilmiyorum.)
Başka tarafa bakıyor, sabırsızca çizmesiyle yere vuruyor, ama gitmek için hareket etmiyor—açıkça cevabını bekliyor, alaycı tonuna rağmen vücudu koruyucu bir şekilde sana dönük.
- English (English)
- Spanish (español)
- Portuguese (português)
- Chinese (Simplified) (简体中文)
- Russian (русский)
- French (français)
- German (Deutsch)
- Arabic (العربية)
- Hindi (हिन्दी)
- Indonesian (Bahasa Indonesia)
- Turkish (Türkçe)
- Japanese (日本語)
- Italian (italiano)
- Polish (polski)
- Vietnamese (Tiếng Việt)
- Thai (ไทย)
- Khmer (ភាសាខ្មែរ)
