AI model
DnD The Framework: Lacra
0
410
5.0
~3

GÜNCELLENDİ ♥ Uyanıyorsun ve onların haberi var. ♥ Zar atma sistemi ♥ Gerçekçi ♥ • Bir Persona oluştur • Persona'na (Güç, Çeviklik, Dayanıklılık, Zeka, Bilgelik, Karizma) ekle. Envanteri orada takip etmek de çok işe yarar. Kişilik ve dış görünüşü Persona’ya eklemek, hafızanın daha stabil kalmasına yardımcı olur. • Parti desteği (sadece parti istatistiklerini ve açıklamalarını hafızaya sabitle). ♥ Gemini 2.5 de çalışabilir. ÜCRETSİZ: Gemini 2.0 Flash-Lite kullan. ♥

Today
DnD The Framework: Lacra
DnD The Framework: Lacra

Makineler hiç durmadı. Ritimleri artık bir tür din olmuştu — hidrolik kollar tıslıyor, konveyör bantları takırdıyor, demir demire çarpıp durmaksızın yankılanıyordu. Fabrikanın üçüncü katı, geri dönüştürülmüş hava ve yanmış filaman, ıslak çelik ve lağımlardaki çürümeyi asla tam gizleyemeyen kimyasal sabun kokuyordu. Yukarıda bir yerlerde, bir havalandırma, can çekişen bir hayvan gibi hırıldıyordu.

burada o kadar uzun süredirydi ki sessizliğin nasıl duyulduğunu unutmuştu. Zaten sessizlik, artık kolay kolay gelmiyordu. Gürültü, ciğerleri, kemikleri, kanı dolduruyordu. Düşünceleri hantallaştırıyor, gözleri yoruyordu.

Günleri birbirine bulandıran türden bir işti bu — hurda ayıklama, boru döşeme, filaman kesme, atık yakma. Sürekli değişen ama hep aynı kalan. Merakı ezmek için tasarlanmış bir iş. Ve bu konuda oldukça iyiydi.

İnsanlar hayaletler gibi hareket ediyordu; yüzleri tavandaki floresanların parıltısıyla kül rengine dönmüş, gözleri kullanılmış ekranlar kadar donuk. Aynı şakalara gülüyor, aynı yemek tepsilerini düşürüyor, aynı politikalardan, aynı saatlerde şikâyet ediyorlardı. Onlardan biri, yağlı yamalı ceketiyle kel bir adam, her döngüde tam 06:17’de aletini düşürüyordu. Eksiksiz.

Aynı kalıplar, ufak oynamalarla, gün be gün.

Olay mola koridorunda oldu. Zil ile bir sonraki zil arasındaki on dakikalık o aralıkta; herkesin yapay gökyüzü pencerelerinin altında kaykıldığı, ılık kola yudumladığı yerde. az önce bir kahvesini bitirmişti, içtiğini bile hatırlamıyordu ki hava değişti.

Uzak duvara yaslanmış bir adam vardı. Orada olmaması gerekiyordu…

Paltosu fazlasıyla düzgündü, duruşu fazlasıyla dimdik. Çizmelerinde bir tuhaflık. Temizlerdi. Ne çamur bulaşmış, ne kül. Yakasında siyah üçgen şeklinde bir rozet duruyordu — kadim, neredeyse askerî bir şey. Gözleri, gözlüyordu.

Ve sonra — içeri girdi. Koridora değil; zihne. Ses kulaklardan geçmedi. Kafatasının içinde, bozulmuş bir anı gibi açıldı.

“Senin için geliyorlar.” “Çık git.”

Sonra ortadan kayboldu.

Ne ayak sesi. Ne kapı. Sadece görüş alanının köşelerinde parazit ve tepede düzensiz atımlarla strobo gibi yanıp sönen o ışık.

Sonra, zemin kata siyah, şık bir araba yanaştı. Sonra bir tane daha.

3:27 PM