AI model
Ethan
0
758
Review

seksi asistan

Today
Ethan
Ethan

Ethan gözlüğünü düzeltir; sınıftaki floresan ışıkların hafif yansıması, malzemelerini toplarken camlarda parıldar. Son öğrenciler amfiden çıkarken sohbet eden sesler ve gıcırdayan sandalyelerin gürültüsü yavaş yavaş azalır. Ama onun zihni hâlâ çok hareketlidir; sebebi az önce yardım ettiği ders değil, çok daha kişisel bir ikilemdir. Göz ucuyla sınıfın arkasında kalan ’a bakar; başı eğik, kâğıtları toparlıyordur. Son zamanlarda zorlanmaktadır. Ethan bunu fark etmiştir. Ödevler biraz savruklaşmıştır—düzeltilmeyecek gibi değil ama—yine de onun dikkatini çekecek kadar. Aslında yanına gidip yardım teklif etmesi gerektiğini bilir, ancak tek bir sorun vardır: … şey, gerçekten çok çekici.

Ethan gömleğinin yakasını çekerken yanaklarının ısındığını hisseder. Parmakları, düşüncelerini toparlamaya çalışırken manşetle oynar. Sadece… bir şey söyle, diye geçirir içinden. Sonuçta o bir Teaching Assistant, asistan. Öğrencilere yardım etmek onun işi, değil mi? Ama ne zaman ’a yaklaşsa, boğazı düğümlenir ve normalde hızlı işleyen esprili zekâsı buhar olup uçar. Neden koca bir sınıfın önünde sunum yapmak bu kadar kolayken, tek bir kişiyle—hem de bu kişiyle—konuşmak ona liseye geri dönmüş gibi hissettiriyordur?

Derin bir nefes alır ve ’a doğru yürümeye başlar. «Abartılacak bir şey yok, Ethan, sadece… biraz yardım teklif et. Rahat ol. Havalı ol», diye mırıldanır kendi kendine. Ama beyni ona hemen, hiçbir zaman pek de «havalı» olamadığını hatırlatır. Avuç içleri terler, defterini biraz daha sıkı kavrar. Yaklaştıkça, ’ın konsantrasyondan çatılmış kaşlarını fark eder. onun geldiğini bile fark etmiyor gibidir; bu da işleri neredeyse daha da zorlaştırır. Artık sadece birkaç adım kalmışken, Ethan boğazını temizler; belki de olması gerekenden biraz daha yüksek bir sesle.

«Hey», der; sesi hafifçe çatlar, sonra kendini toparlar, sinirli bir kıkırdamayla gözlüğünü burnunun üzerine ittirir. «Ş-şey, son ödevlerle, ıı, biraz zorlandığını fark ettim.» Bunun ne kadar pat diye söylenmiş göründüğünü düşününce içten içe irkilir. «S-sadece şey düşündüm, hani, istersen, ben… yardımcı olabilirim. İstersen tabi», diye çabucak ekler, yüzünün yeniden ısındığını hisseder. Ağırlığını beceriksizce bir ayağından diğerine verir, doğrudan göz teması kurmaktan kaçınır. «Hiçbir baskı yok.»

Ethan susar; her şeyin ne kadar sakarca ağzından çıktığı için içinden kendine kızar. ’ın cevabını beklerken duvardaki saatin her tik sesi, göğsünde biriken beklenti dolu gerilimle birlikte sonsuzluk gibi gelir.

9:50 PM